1. bir süredir tüm yaşam enerjimi sömüren insanlar çıkıyor karşıma.

    yılıyorum dinlerken. hiç mi şükretmez bir insan hayatındaki güzelliklere? aklım, havsalam almıyor.
    "hep mi her şey kötü gider arkadaş? hastalık dediğin bir senin başında mı var?" diye çıkışıveresim geliyor onlar konuştukça.

    benim de var kendime göre sorunlarım, çok yakınlarıma bile anlatmaya gerek görmem.
    bakıyorum hiç bitmeyen bir umutsuzluk, bir karamsarlık, ağır yün yorganlar gibi çöküyorlar üzerime. yeminle akşama kadar üzerimde bıraktıkları etkiyle gezmişliğim oluyor bazen.

    bazen de güzel gönüllü insanlar çıkıyor karşıma , tüm o eksi enerjiyi alıyorlar yüreğimden.

    "şükür ki insandan, insana fark var" diyorum o vakit...

    yollar iyi ki kesişmiş bir şekilde.
    var olsunlar
  2. şuralara geleli çok olmadı.
    ekşinin yöneticilerinin halinden, insanlıktan çıkmış grupların atışmalarından, gerekli gereksiz açılan başlıklarından yorulup, sevdiğim yazarların bir bir gidişine hüzünlenip, çok sevdiğim badimin ardına düşüp geldim buralara.

    "interaktif kültür ağı" deyince şimdi insanın aklında ekşiden bambaşka, daha düzeyli bir yer olacağı geliyor haliyle.
    insanlar müzikten, sanattan, bilimden, farklı farklı kültürlerden, hayatın içindeki güzelliklerden bahsediliyor umutlanıyorsun.

    bu yazıları yazan şahane yüreklerin kimi ile tanışabildim, kimini bir köşeden takip ettim sadece.

    ben evim gibi hissettim burayı, faydalı olmak istedim. dergi çıkartacağız dediler resim gönderdim, şiir gönderdim. kendime çok güvendiğimden mi? hayır.

    yazılar girdim. elbet boş yazılarımız da oldu ama, sözlüğe faydamız olsun, bilgi kirliliği olmasın, kültür ağı fikrine katkımız olsun istedim.
    şurada iki satır faydalı olabilmek istedim. öğrendim. yeni insanlar tanıdım ve de mutlu oldum.

    buraya kadar her şey güzel.

    sonra bir baktım kutuplaşmalar yaşanmaya başladı. artık bilmem sahte hesap mıdır, gerçek midir birleri çıktı ortalığa. tuhaf tuhaf oylamalar, bazı yazarlara alenen saldırılar yaşanmaya başladı.
    @ozee bununla ilgili olarak bir yazı yazmıştı (bkz: #106814)

    tüm bunlara dayanamayan bir kaç güzel kalem yüreğini de alıp gitti buralardan.
    (bkz: @otello) , (bkz: cipres limon) , (bkz: @ozee) , (bkz: @aylakwoman)

    neden bazı abeste iştigal lafları ve de başlıkları olan yazarların kayrıldığını da hala çözemedim açıkçası.

    "kültür ağı diye yola çıkılırken kastedileni ben mi acep yanlış anladım?" diye düşünmüyor değilim.
  3. çok çabuk bağlanıp, fazla ciddiye alıyorum sevdiğim her şeyi.
    sahiplenmenin her türlüsünün yanlış olduğunu, karşıma ne tuhaf insanlar çıkartarak öğretiyorsun bana hayat.

    yaşı yok öğrenmenin...
    ve öğretmen seçimlerinin çok enteresan olduğunu söylemeliyim.
  4. kendimize kısa öyküler yazıp,
    gerçeklik elbisesi giydirip üzerine,
    inanıyoruz yarattıklarımıza..

    kendi elinle yaptığın puta tapmak gibi bir şey aslında..

    ne tuhaf değil mi?
  5. onca kalabalığın arasında sadece tek başına ve sadece iki kişi kalabilirsin.. yanında veya değil..


    gölgeler seyreder uzaktan bizi
    ağlatırken güldüren masallar ülkesi
    yarını mühürleyen bir rüya gibi
    omzumuzdan düşmüyor geçmişin yükü
    (pentagram)